Tarih boyunca veri kayıtlarının hizmet ettiği önemli ihtiyaçlardan birisi, büyümekte olan topluluklar içinde düzenin sağlanması
olmuştur. Büyümekte olan toplumlarda, birbirini tanımayan kişi ve yapılar arasındaki ilişkilerin kurallara bağlı hale getirilmesi ve bu
kuralların kayıtlara geçirilmesi her zaman büyük önem taşımıştır. Temel olarak günümüze dek kurulan pek çok organizasyon,
dernek, vakıf, şirket ve hatta devletler bu kayıtları oluşturmak, düzenlemek ve işletmek için yine topluluklar ve toplumlar tarafından
kurulmuştur. 2008 yılında Lehman Brothers’ın iflasından sadece iki ay sonra ortaya çıkan ve daha önce de belirttiğimiz gibi kimliği
hâlâ gizliliğini koruyan Satoshi Nakamoto takma adlı kişi veya grubun yayınladığı “Bitcoin: Eşten Eşe Elektronik Nakit Ödeme
Sistemi” başlıklı teknik çalışma, her ne kadar bir dizi matematiksel ve teknolojik uygulamayı bizlere sunsa da, aslında makalede
verilen temel mesaj, mealen şöyledir: “Ey insanlar! Birbirinizi tanıyın veya tanımayın, artık merkezi yapılara ihtiyaç duymadan
güvenli bir veri kayıt sistemi kurmak mümkün. Bu sistem, matematik ve teknolojinin imkanlarını kullandığı için manipüle edilemez
ve bozulamaz.”
Blockchain felsefesinin verdiği mesajı artık biliyoruz. Bu mesajın özünde yatan, merkezi olmayan ama güvenli veri kayıt
sistemlerinin nasıl hayata geçirildiğini anlamak için, veri, veri tabanı, iletişim ağları ve kriptografi kavramları hakkında bilgiye de
sahibiz. Şimdi, Blockchain teknolojisinin çalışma süreçlerine geçiş yapabiliriz. O halde “Perde Açılsın!”