X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X
X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X

Sınırlamalar

AnasayfaYazılarBlockchain TeknolojisiSınırlamalar

Akıllı sözleşmeler insanlar tarafından yazılan bilgisayar kodlarından oluşur. Bu da kod hatalar ve güvenlik açıkları içerebileceği
için çeşitli riskleri beraberinde getirir. İdeal koşullarda, özellikle hassas bilgilerin ve büyük miktarlı paraların söz konusu olduğu
durumlarda akıllı sözleşmelerin deneyimli programcılar tarafından yazılması ve kullanıma sunulması gerekir.
Bunun dışında, bazı kişiler akıllı sözleşmelerin sunduğu çözüm ve işlevlerin birçoğunun merkezi sistemler tarafından da
sağlanabileceğini iddia eder. Başlıca fark, akıllı sözleşmelerin merkezi bir sunucu yerinde dağıtık bir P2P (eşler arası) ağı
üzerinde çalışmasıdır. Ve blockchain sistemlerine dayandıkları için değiştirilmeleri ya çok zor ya da imkansızdır.
Değiştirilemezlik bazı durumlar için harika olsa da bazen de oldukça dezavantajlıdır. Örneğin "The DAO" adındaki Merkeziyetsiz
Otonom Organizasyon (DAO) 2016 yılında hacklenmiş ve akıllı sözleşme kodundaki hatalar nedeniyle milyonlarca ether (ETH)
çalınmıştır.
Akıllı sözleşme değiştirilemez olduğundan geliştiriciler kodu düzeltememiştir. Bu da nihayetinde bir sert çatallanmaya neden
olmuş ve ikinci bir Ethereum zinciri yaratılmıştır. Basitçe ifade edecek olursak, zincirlerden biri saldırıyı "tersine çevirmiş" ve
fonları gerçek sahiplerine iade etmiştir (bu zincir şu anki Ethereum blockchaininin bir parçasıdır). Diğer zincir ise blockchain
üzerinde olanların hiçbir zaman değiştirilmemesi gerektiğini belirterek saldırıya müdahale etmeme kararı almıştır (bu zincire şu
anda Ethereum Classic adı verilmektedir).
Burada sorunun Ethereum blockchaininden kaynaklanmadığını belirtmek gerekir. Tam tersine, sorun akıllı sözleşmenin hatalı bir
şekilde uygulamaya koyulmasından kaynaklanmıştır.
Akıllı sözleşmelerin bir diğer sınırlaması da henüz netleşmemiş yasal durumlarıyla ilgilidir. Çoğu ülkede hala belirsiz bir alanda
olmalarının yanı sıra akıllı sözleşmeler mevcut yasal çerçeveye pek uygun değildir.
Örneğin birçok sözleşme her iki tarafın da kimliğinin tam olarak belirlenmesini ve 18 yaşından büyük olmasını gerektirir.
Blockchain teknolojisinin sağladığı anonimlik aracıların olmamasıyla birleştiğinde, bu gerekliliklerin karşılanmasını zorlaştırabilir.
Bu durum için potansiyel çözümler olsa da akıllı sözleşmelerin yasal bir şekilde uygulamaya koyulması çok zordur, özellikle de
konu sınır ötesi dağıtık ağlar olduğunda.


Top