X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X
X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X

BLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ VE KRİPTO PARA BORSASI

AnasayfaYazılarBlockchain TeknolojisiBLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ VE KRİPTO PA...

İnternet teknolojisinin gelişiminde önce, tüm finans işlemleri manuel olarak gerçekleştirilmekte olup; müşteri hesapları,
işlemler, krediler, mevduat hesabı gibi tüm işlem kayıtları fiziksel olarak tutulmuştur. Yeni iletişim teknolojilerinin gelişimi,
finans ve bankacılık sistemlerini çevrim içi alana taşımış olup; internet finansal işlem kapasitesi için sınırsız olanaklar
sağlamaya başlamıştır ancak, çevrim içi finansal sistemlere yönelik çok sayıda güvenlik endişesi, kullanıcıların çevrim içi
işlemlerinde yararlandıkları çok aşamalı doğrulama sistemlerine rağmen devam etmektedir. Bu güvenlik endişeleri, kripto
paralarının ortaya çıkışında, belirleyici olan temel etmenler arasında yer almaktadır (Varsha vd., 2020: 2011). Kripto para
borsasının da temelini oluşturan blockchain teknolojisi merkezsiz, dağıtılabilir ve değişmez bir sistem olarak, kripto
bağlantılı bir kayıt toplama zinciri olarak tanımlanmaktadır (Hewa vd, 2021). İlk olarak, 2008 yılında Nakamato’nın
“Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” isimli eserinde kullandığı blokzincir (blockchain) kavramı,
gerçekleştirilen tüm işlem verisinin ağdaki katılımcılar tarafından kaydedilerek, dağıtıldığı ve dolaşıma sokulduğu bir veri
yapısı, ağdaki düğümler tarafından tüm işlemlerin güvenli bir biçimde yapılmasına olanak sağlayan bir veri tabanı
sistemi, merkezi ya da kriptografik (şifreleme) uygulamalarıyla doğrulanabilir bir veri seti olarak tanımlanabilmektedir
(Nakamato, 2008; Beck, 2018; Glaser, 2017; Halpin ve Piekarska, 2017). Blockchain teknolojisinin bir banka ya da aracı
olmadan, finansal transferlere izin veren yapısı; dijital varlık sahipliği, havale ve ödeme gibi alanlarda kullanımına da
imkan sağlamaktır. Blockchain teknolojisi ortaya çıkışından itibaren geçen süre zarfında, tüm dünyada sadece finans
sektöründe değil, akıllı kontratlar (smart contract) gibi internet etkileşim sistemleri, kamu hizmetleri, güvenlik, nesnelerin
interneti gibi farklı alanlarda ön plana çıkmakta olup; özel sektör ve kamu kuruluşları tarafından yüksek düzeyde ilgi
görmektedir. İlerleyen süreçte yeni iletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte temelde ağ güvenliğini merkeze alan
blockchain uygulamalarına yönelik ilginin yükseleceği düşünülmektedir (Zheng vd. 2018; Peters vd., 2015; Foroglou ve
Tsilidou, 2015; Kosba vd. 2016; Akins vd., 2013; Zhang & Wen, 2015;Noyes, 2016; Tanrıverdi vd., 2019: 204).
Satoshi Nakamato’nun “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” isimli makalesinde blockchain sistemi ile birlikte,
Bitcoin’e de yer vermesi, temelde kripto paraların ortaya çıkışını sağlayan temel gelişmedir. Bu eserde, Bitcoin örneği temele
alınarak kripto para sistemi, elektronik para kullanarak, bir taraftan diğer tarafa yapılan bir finansal işlemin aracısız olarak
yapılmasını sağlayan yeni bir finansal sistem olarak tanımlanmıştır (Nakamato, 2008). Ayrıca, kavram kriptografi (şifreleme) ve
dijital para temelli bir ödeme sisteminde kullanılan paraları da kapsamaktadır. Kripto paralar, bu özellikleriyle gerçek mal ve
hizmetlerin ödeme sürecinde bir araç olarak kullanılan bilgisayar/veri dosyaları olarak da tanımlanabilmektedir (Marian, 2016:923)
İlk kripto para Bitcoin olup kripto para (cryptocurrency) ifadesi şifreli para anlamı taşımaktadır. 2008 yılında piyasa sürülen Bitcoin,
adını en küçük dijital veri boyutu olan byte ve İngilizce madeni para anlamına gelen “coin” ifadelerinin birleşiminden almaktadır.
Kripto paralarla, paranın dijital ortamda alınıp satılabilmesi, şifrelenme sayesinde imkanlı bir hale gelmiş olup alanyazında bu yeni
para birimine yönelik “sanal para” kavramı da kullanılmaktadır (Graydon, 2014; Alpago, 2018:414). Avrupa Merkez Bankası
(European Central Bank) (2012) tarafından sanal para kavramı, merkezi düzenlenmesi bulunmayan, genelde geliştirdiği kişilerin
kontrolünde bulunan ve bir sanal topluluk tarafından kullanılan dijital para olarak tanımlanmaktadır. Sanal paraların temel
özellikleri arasında dijital bir ödeme mekanizmasına sahip olmaları, resmi bir para karşılıklarının bulunmaması ve kendi hesap
birimlerine sahip olmaları yer almaktadır. Bitcoin gibi kripto paralar sanal para örnekleri arasında yer almakla birlikte hava yolu
şirketlerinin uçuş milleri ya da internet/mobil kuponları da sanal para kategorisinde yer almaktadır (He vd., 2016: 7-10). Bu
bağlamda, dijital para ve sanal para ayrımının yapılması gerekmekte olup dijital paralar, elektronik bir biçimde saklanan ve
transfer edilebilen paralara verilen isimdir. Banka hesaplarında yer alan dijital paralar, banknotların bir temsilidir. Günümüzde,
yeni iletişim teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak fiziksel para aracılığı ile yapılan işlemlerin azalmaya başlaması, paranın
dijitalleşmesine neden olan temel etmendir. Bu bağlamda, kripto paralarla dijital paraların temel farkları, Merkez Bankası
rezervlerinde bulunan ve karşılığı fiziksel olan dijital paralara karşın, kripto paraların bir merkeze bağlı olmayan yapısıdır.
Dolayısıyla, dijital para transferleri aracılı ve merkezi bir finansal alt yapıda vuku bulmasına karşın, kripto para işlemleri aracısız
ve merkezsiz gerçekleşmektedir (Çarkacıoğlu, 2016:6; Griffith, 2014; Çetinkaya, 2018:13). Dong He ve arkadaşlarının hazırladığı
ve IMF tarafından (2016) yılında yayınlanan “Virtual Currencies and Beyond: Initial Considerations” raporunda, yeni iletişim

teknolojileri ile ortaya çıkan para çeşitlerinin sınıflandırılması kapsayıcılıkları merkeze alınarak şu şekilde yapılmıştır.
Sınıflandırmanın birinci basamağında, reelde bir değer taşıyan ve resmi olarak tanımlı Pay pal gibi ödeme sistemlerine sahip
dijital paralar, ikinci basamakta doğrudan yasal ve hukuki yaptırımlara tabi olmayan sanal paralar, son basamakta ise, geçerlilik
kazanmak için şifreleme sistemlerine ihtiyaç duyan kripto paralar bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu sınıflandırma içerisinde ana
kategori olan dijital paralar, sanal paraları; sanal paralar ise, kripto paraları kapsamaktadır (He vd., 2016:8). Dolayısıyla, dijital
parada geleneksel ve yasal para birimleri olan Euro, Dolar, TL gibi birimler kullanılırken; kripto paralar Bitcoin gibi yasal dolaşımı
bulunmayan para birimleridir. Ayrıca, kripto para sistemleri içerisinde “coin” ve “token” ayrımı yapılmakta olup; “coin” kendine ait
blok zinciri bulunan sanal para birimi olarak tanımlanırken, “token” bir servis sisteminde ve o sistemin fonksiyonlarının işlemesi
için kullanılan dijital varlık türü olup; kendi blok zincir ağlarına sahip değildir. Tokenler ödeme amaçlı kullanılmamakla birlikte,
desteklediği servis tarafından bir hizmete erişim amacıyla kullanılabilmektedir. En yaygın coin biçimi Bitcoin olup; kendi blok zincir
sistemine sahip olan Bitcoin harici tüm coinlere “altcoin” ismi verilmektedir (Kızıl vd., 2019; Özkul ve Baş, 2020:61). 2021 yılında
piyasada bulunan en yüksek pazar hacmine sahip kripto para birimleri Bitcoin, Ethereum, Binance Coin, Tether, Cardano ve
Solana’dır (Coin Market Cap, 2021). Ayrıca, Ripple, Dash, Litecoin, EOS, NEO, IOTA gibi, belirli aralıklarla piyasayı domine eden
kripto para birimleri de bulunmaktadır (Alpago, 2018:416). Kripto paraların temel özellikleri ise, Merkez Bankası gibi herhangi bir
kontrol ve denetim sistemine tabi olmama, blok zincirinde bulunan ve değiştirilmesi imkansız işlemler özelliği taşıma, işlemlerde
kullanıcıların kimlik bilgilerini paylaşma zorunluluğu olmaması, çevrim içi olarak kolay satın alınabilme, kripto para transferlerinde
düşük ücretlendirme, işlemlerin merkezi finansal transferlere kıyasla çok hızlı yapılabilmesi, işlevsel düzeyde paranın işlevlerini
yerine getirebilmeleri sonucu değişim ve değer saklama olarak sıralanmaktadır. Ayrıca, takip edilememe, kolay taşınma,
enflasyon riskinin düşüklüğü, tarafsızlık, basitlik, takip güçlüğü ve anonimlik gibi finansal sistemde çeşitli avantajlar sağlayan
kripto paraların, birtakım dezavantajları da bulunmaktadır. Bu dezavantajlar arasında, likidite darlığı, belirsiz ve riskli bir pazar
oluşturması, ödeme geri iadelerinin alınma ve iptal güçlüğü, kullanıcıya yüklediği yüksek sorumluluk ve siber saldırı endişeleri gibi
potansiyel problemler yer almaktadır (Varsha, vd., 2020: 2013; Dirk, vd., 2016:7; Jonker, 2018:7; Alpago, 2018: 425). Bu risklerin
mevcudiyeti, kripto para borsasında işlem gören tüm para birimleri ve Bitcoin, Ethereum gibi piyasayı domine eden girişimler için
yatırımcı ilişkilerinin önemini arttırmaktadır.


Top