Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişme sonucu ekonomilerin her alanında yaygınlaşan elektronik tabanlı faaliyetler,
bankacılık sektörünü de derinden etkilemiştir. Temelleri Hammurabi kanunları ile atılan, mali hizmetlerin merkezi olan ve yüzlerce yıl işlevlerinde önemli bir değişikliğin görülmediği bankacılık, günümüz teknolojisi, teknoloji rekabeti ve bilgi toplumunun
talepleri karşısında kabuk değiştirmek zorunda kalmıştır. Artık bankacılıkta, her türlü işlem ve bilgi transferinin günün en gelişmiş
teknolojilerinden yararlanılarak her an, her yerde ve hatasız olarak bireylere sunulması gerekmektedir. Sektörde yeni çağın ismi
ise “elektronik bankacılık” olmuştur.
Günümüzde elektronik ortamda her türlü bilgiye rahatça ulaşma imkanını bulan ve böylece kararlarında daha seçici
davranabilen müşterileri çekebilmek için bankalar arasında büyük bir rekabet yaşanmakta olup, elektronik faaliyetlerine hız
vererek teknolojiyi daha iyi kullanan bankalar değişimin öncüsü olarak sektörde önemli konumları elde etmişlerdir. Teknolojiyi
sistemine adapte edemeyen bankalar ise müşterilerin taleplerini karşılayamadıklarından dolayı faaliyetlerini durdurmak zorunda
kalmış ve kalacaklardır.
2000’li yıllarda başarılı bir bankanın.
- Teknolojiyi daha yaygın olarak kullanması,
- Toplam kalite yönetimi prensiplerine ve müşteri memnuniyetine öncelik vermesi,
- Daha girişimci bir yönetim anlayışı ve daha hızlı karar verebilme yapısına sahip olabilmesi,
- Ürün geliştirmede daha yönlendirici olması ve katma değeri yüksek yenilikçi ürünler sunabilmesi,
- Şube yapısı ve alternatif dağıtım kanallarını etkin bir şekilde kullanması, - Daha iyi eğitim ve teknolojiyi benimsemiş personele sahip olması ve Değişimi etkin bir şekilde yönetebilmesi
gerekmektedir.
2000’li yıllarda müşterilerin bankalarını seçerken göz önünde bulunduracakları en önemli 10 kritere ilişkin değerlendirmeleri
açıklayan aşağıdaki şekilde de bankaların teknolojiye uyumlu, daha rekabetçi bir yapıya bürünmelerinin gerekliliğini görebiliriz.