Gözlem Uydusunun Tasarımını, Performanslarını ve Ömürlerini Etkileyen
Faktörler
Uydular, tasarımı yapılırken uzay şartları ve uydunun rokette maruz kaldığı yüklemeler, yerleştirileceği yörünge ve kısıtlamalar
göz önünde bulundurulmalıdır. Uzay şartları ve maliyet tasarım için önemlidir.
2.2 Uydunun Türü ve Görevi
Yapılacak uydunun türü ve görevine göre tasarım, maruz kaldığı yükler, uydu yörüngesi, güneş panelleri ve malzemesi
değişmektedir. Haberleşme ve yer gözlem uyduları arasında farklar vardır. Yer gözlem uydu sistemleri dünya üzerindeki obje ya
da olayların onlara temas etmeksizin algılanmasına, elde edilen veri ve bilgilerin bilimsel ve ticari amaçlarla kullanımına yönelik
olarak üretilmişlerdir. Sivil amaçlarla fırlatılan ilk yer gözlem uydusu olan ERTS-1(Landsat-1)’in 1972 yılında dünya üzerindeki
yörüngesine başarıyla oturtulması iki önemli sonucu ortaya çıkarmıştır. Bunlardan ilki, uydu görüntülerinden elde edilen ve yersel
çalışmalarla elde edilmesi neredeyse imkânsız olan veriler yardımıyla, pek çok soruna bölgesel veya küresel çözümlerin
üretilebilmesidir. Diğer sonuç ise, uydu teknolojilerinin ticari anlamda ülke ekonomisine yapacağı değerli katkılardı. Bu
nedenlerle, yer gözlem uydu sistemlerinde son 40 yıl içinde çok hızlı değişimler ve önemli gelişmeler kaydedilmiş ve ülkeler
uzayda var olabilmek için yüksek bütçeler ayırmışlardır. Türkiye ise 1960’lı yılların sonlarında girişimlere başlamıştır. Ancak, o
dönemde uydulardan öncelikli olarak iletişim amaçlı olarak yararlanılması düşünülüyordu (Turksat, 2015). 1995 yılında Bilgi
Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (BİLTEN) adını alan Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü’nün 1985 yılında
kurulması, uydu teknolojilerine sahip olma isteğini keskinleştirmiş ve çalışmaların ilk temelleri atılmıştır. Bu çalışmaların
sonucunda, 2003 yılında Bilsat projesi ile yer gözlem uydu teknolojisinde başarılı bir adım atılmıştır. BİLTEN 2006 yılında uzay
Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) adını almış ve uydu sistemleri ile ilgili çalışmaların planlanması ve yönetilmesi
sorumluluğunu üstlenmiştir. Bilsat Projesi’nden kazanılan tecrübelerle Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu olan
Rasat, 2011 yılında başarıyla uzaya gönderilmiştir. Yaklaşık bir yıl sonra da, 2012 yılı sonlarında, yüksek yersel çözünürlüğe
sahip Göktürk-2 uydusu yörüngesine oturtulmuştur. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye, yer gözlem uydu sistemlerinde dünyada
belirli bir seviyeye yükselmiş bulunmaktadır. Bazı Türk yapay uydular ve teknik özellikleri:[17]
2.2.1 Bilsat Uydusu
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bünyesindeki Uzay
Teknolojileri Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) ve merkezi İngiltere’deki SSTL
(Surrey Satellite Technology Limited) şirketi ile ortak bir çalışma yürütülmüştür (TÜBİTAK, 2015a). Bilsat Türkiye’nin ilk yapay yer gözlem uydusudur. Bilsat projesinin amacı sadece küçük çaplı bir uyduya sahip olmak değildi. Bundan çok daha önemli olan hedefler vardı. Bu hedefler arasında uydu tasarımı, üretimi, fırlatılması, işletilmesi, alt yapı ihtiyaçlarının belirlenmesi, yer istasyonlarının kurulması ve kullanımı gibi aşamaların öğrenilmesi bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, teknik personelin uzmanlaşmasının sağlanması ve milli uydu teknolojileri konusunda operasyonel bilgi sağlanması da beklentiler arasındaydı.
Şekil 2-1 Bilsat uydusu
Bilsat projesi ile ilgili çalışmalar 2001 yılında başlatılmış ve uydu 27 Eylül 2003 günü Rusya’nın Plesetsk Kosmodrome üssünden
uzaya fırlatılmıştır. Biri pankromatik diğer dördü kırmızı, yeşil, mavi ve yakın kızılötesi olmak üzere beş yer gözlem kamerası, GPS
(Global Positioning System- Küresel Konumlama Sistemi), GPS konum kaydedici, konum kontrol sistemi ve itki sistemi taşıyan
uydu, TÜBİTAK UZAY tarafından geliştirilen ÇOBAN ve GEZGİN adlı iki yararlı yükü de taşımaktaydı (SSTL, 2015b). ÇOBAN, 8
bantlı ve 120 m düşük yersel çözünürlüğe sahip çok bantlı bir görüntüleyici, GEZGİN ise JPEG2000 algoritmasını kullanarak
yüksek hızlı çok bantlı görüntü sıkıştırması yapan bir görüntü işlemcisiydi. Bilsat uydusunun aktif görevi 2006 yılının Ağustos ayında
sona ermiştir. Planlanandan önce pasif duruma geçen uydu, Türkiye’deki uzay çalışmalarında çok önemli tecrübelerin ve
gözlemlerin elde edilmesini sağlamıştır.