X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X
X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X

KRİPTOPARALARIN TÜRKİYE EKONOMİSİNE SAĞLAYABİLECEĞİ FAYDALAR

AnasayfaYazılarBlockchain TeknolojisiKRİPTOPARALARIN TÜRKİYE EKONOMİSİNE...

Teknolojinin bankacılık ve finans sektörü alanında gelişip büyümesi finans sektörünün evrim geçirmesine ve kendini
geliştirmesine yardımcı olmuştur. Günümüz finansal kurumları sadece kendi ülkesinde hizmet veren kurumlar olmaktan çıkarak
ülke sınırlarını da aşmış ve uluslararası faaliyet göstermeye başlamıştır. Finansal kurumlar, genişleyecekleri yeni ülkeleri
seçerken yasalar, pazar büyüklüğü, çevre ülkelere ulaşım gibi önemli kriterleri göz önünde bulundurmaktadır. Bunlarla beraber, o ülke vatandaşlarının bankacılık ve finansal hizmetlere ne kadar erişim sağlayabildiği, finansal okur yazarlık, işgücü yeterliliği
gibi kriterler pazara giriş aşamasında değerlendirmeye alınmaktadır. Ülkelere göre değişen regülasyonlara uyum sağlamak,
birçok ülkede faaliyet gösteren finansal kurumlar için operasyonel olarak güçtür ve yüksek maliyetlidir. Çok uluslu finans
kuruluşları, faaliyet gösterecekleri yeni pazarları seçerken, ülkelerin regülasyonlarını ve o ülkelerin yabancı şirketlere sağladığı
vergi, teşvik gibi avantajları dikkate almaktadır. Günümüzde dijital cüzdan hizmeti veren kuruluşların, alım satım platformları ve yatırım aracılarının, belli başlı ülkeleri tercih ettikleri görülmektedir. Japonya, Singapur gibi Uzakdoğu ülkeleri ile Almanya(11),
Fransa(12) gibi Avrupa ülkeleri ve ABD(13) gibi belirli ölçüde kanunlarla düzenlendiği ve yasal çerçevesi çizildiğinden, proje
sahiplerinin ve yatırımcıların kendilerini yasal olarak güvende hissettikleri için bu ülkeleri tercih ettikleri değerlendirilmektedir.
Kriptopara servis sağlayıcılarının ve projelerinin kabul gördüğü, belirli ölçüde düzenlendiği, yatırımcılara çeşitli avantajlar
sağlayan bu ülkeler, yeni gelişen bu alanda yatırım yapmak üzere araştırmalar yapan yatırım şirketlerinin de ilgisini çekmektedir.
Bu kapsamda, öngörülebilir yasal düzenlemeleri yapan ülkelerin daha fazla yatırımı ve yatırımcıyı ülkelerine çektiği
görülmektedir. Mevcut durumda, halen gelişmekte olan kriptopara piyasasının yapılacak düzenlemeler ile Türkiye’ye çekilmesi
mümkün olup, Türkiye’nin bu düzenlemeler ile kriptopara sektöründe öncü olabileceği düşünülmektedir. Blockchain teknolojisi
ve kriptoparanın keşfi ile evrim geçiren ve oyundaki taşların yeniden dağıtıldığı bir dönemin eşiğine gelen finans sektörünün,
İsviçre, Londra gibi geleneksel finans merkezleri yerine Türkiye’de konumlanması ancak öngörülebilir bir yasal çerçevenin
yatırımlara ve yatırımcılara sağladığı güven ile tesis edilebilir. Söz konusu gelişimin, Türk bankacılık sisteminin güçlenmesini ve ek kaynaklar ile piyasaya daha fazla kredi sağlanmasına imkân vereceği düşünülmektedir. Bu kapsamda, ülkemizde kriptopara
alanında yapılacak yasal düzenlemelerin Türkiye’nin kriptopara ekosisteminde finans merkezi olabilmesi açısından önemli ön
şartlardan birisidir. Kriptoparaların Türk finans sistemine getireceği bir diğer avantaj da uluslararası para transferlerinde aracı kurumlara ödenen komisyonların azalması olacaktır. Kriptoparalar ile ülkeler arası para transferleri çok kısa sürelerde, aracısız olarak ve çok düşük maliyetlerle gerçekleştirilebilmektedir. Blokzinciri teknolojisinin yarattığı potansiyel ile beraber, teknoloji
daha önce tanımadığımız çeşitli yeni riskleri de barındırmaktadır. Kriptoparalar ile ilgili bahsi geçen risklerin başında yasadışı
ödemelerde kullanılmaları ihtimali gelmektedir. Ancak, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi verileri kullanılarak, veri analiz
kuruluşu Messari ve Chainanalysis(14) işbirliği ile hazırlanan kriptoparaların yasadışı ödemelerde kullanımına yönelik rapor(15)
söz konusu risklerin düşünüldüğü kadar büyük olmadığına işaret etmektedir. 16 Temmuz 2019’da yayınlanan rapora göre,
yasadışı ödemelerde Dolar, kriptoparalardan 800 kat daha fazla kullanılmaktadır. Risk faktörlerini değerlendirmeden önce
kriptopara transferlerinin nasıl yapıldığına değinmek gerekiyor. Kriptopara cüzdanına sahip bir kullanıcının ödeme yapabilmek
için alıcının kriptopara adresini bilmesi yeterlidir. Kriptopara transferi yapılırken, kullanıcı kimlik bilgileri, cihaz bilgisi ya da konum
bilgisi gibi kişiye özel veriler paylaşılmaz. Blokzinciri üzerindeki tüm transfer işlemleri hesaplar arasında anonim olarak
gerçekleşir. Aynı zamanda kullanıcılar, diğer kullanıcıların kaç farklı cüzdan kullandığını ya da kaç farklı adrese sahip olduğunu
bilmemektedir. Kriptopara transferlerinin kişiye özel kimlik bilgileriyle eşleşmeden gerçekleştirilebilmesi, kriptoparaların yasadışı
ödemelerde ya da kara para aklamak için kullanılabileceğini şüphelerini beraberinde getirmektedir. Nakit para ile yapılan
ödemeler kayıt altına alınmadığı için yapılan işlemlerin takip edilmesi kolay değildir. Buna karşı, örneğin Bitcoin transferleri,
anonim olmasına rağmen takip edilebilmektedir. Bitcoin blokzincirinde, ilk bloğun (Varoluş Bloğu) oluşturulduğu 3 Ocak
2009’dan itibaren gerçekleştirilen tüm Bitcoin transferleri, Bitcoin blokzincirinde kayıtlıdır ve herkesin erişimine açıktır.
Kullanıcılar birbirleri arasında anonim olarak transfer yapabiliyorken, çoğu kriptopara borsaları üyelerinin kimlik bilgilerini ve
işlemlerini farklı düzeylerde kayıt altına almaktadır. Böylelikle, kripto paralara yatırım yapan her yeni kullanıcının kimlik bilgileri
kriptopara borsalarında birikmektedir. Türkiye’deki kriptopara alım satım platformları lisanslanarak denetime tabi olmaları
durumunda bu platformlardan bilgi toplayan kamu kurumları, tüm sektörü ve şüpheli işlemleri denetleyebilir konuma gelecektir.
Borsaların uygulamakla yükümlü oldukları temel prosedürler olan “Müşteri Tanıma” (KYC), “Şüpheli İşlem Bildirimi” gibi MASAK
yükümlülükleri denetimlerle güvence altına alınırsa, bu platformların kriptoparaların kara paranın aklanması veya terörün
finansmanı gibi yasadışı amaçlarla kullanımının büyük ölçüde önüne geçilecektir.


Top