Security token’ların (Menkul Kıymet Jetonları) mevzuat kapsamında değerlendirilebilmesi için öncelikle tanımının
yapılması önemlidir. Security token’lar menkul kıymet token’ı olarak adlandırılan ve hisse senedi veya borçlanma aracı gibi
işlem gören, varlık değeri gösteren token’lardır. STO, kitlesel fonlama yöntemi ile menkul kıymet token’ı olarak adlandırılabilen
security token’ların halka arz etme yöntemidir. Dijital varlık şeklinde verilen finansal menkul kıymet; sahibine ortaklık hakkı veya
alacaklılık hakkı vermektedir. STO’ların sahibine tanıdığı haklar açısından bir değerlendirme yapıldığında, sahibine herhangi bir
maddi hak talebinde bulunmayan “utility token” veya dijital tokenlardan açıkça farklıdır.(71) Makalenin 4.2 bölümünde
bahsedildiği üzere; Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) bir rehber yayınlayarak Howey
Test’ini zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda, Howey Test’i baz alınarak Türk Hukuku mevzuatına uygun şekilde benzer bir yöntemin
uygulanması değerlendirmeye alınabilir. Howey Test, 1946 tarihli SEC v. w. j. Howey Co.(72) davasında, Amerika Yüksek
Mahkemesi (Supreme Court of the United States)’nin yatırım sözleşmelerinin unsurlarını belirlediği kararında, ilgili unsurları
ifade etmek için kullanılan terimdir. Bir yatırım sözleşmesi, başkalarının girişimcilik veya yönetim çabalarından elde edilecek
makul bir kâr beklentisi ile ortak bir kuruluşta para yatırımıdır.(73) Özetlemek gerekirse SEC, Howey Test’e göre DAO ve benzeri ICO’ları değerlendirmiş ve bunları menkul kıymet (security) kabul etmiştir. Ayrıca, 3 Nisan 2019 tarihinde iki farklı adım
atılarak gerçekleştirilen açıklamalar, Howey Test’in içeriğini pek de etkilemeyecek şekilde tekrar edilmiştir. İlk olarak, SEC’in
Yenilik ve Finansal Teknoloji Strateji Merkezi (FinHub), “Framework for ‘Investment Contract’ Analysis of Digital Assets”
(Framework)(74) adında kısa bir basın açıklaması yayınlamıştır. İlgili basın açıklamasına göre; SEC, bahsi geçen Framework’u
“piyasa katılımcılarının, federal menkul kıymetler yasalarının belirli bir dijital varlığın teklifine, satışına veya yeniden satışına
uygulanıp uygulanmayacağını değerlendirmesine yardımcı olacak analitik bir araç”(75) olduğunu ilan etmiştir. Buna rağmen
yetkili kişiler, Framework’un, SEC’in yetkili bir kuralı, regülasyonu veya beyanı olmadığını özellikle vurgulamıştır. Framework
bazı ufak yenilikler getirerek, ticari faaliyet için kullanılan bir token’ın menkul değer olduğu bulgusuna karşı çıkan çeşitli
özellikleri tanımlamıştır. Ayrıca, bir dayanak varlığın arz ve talebini etkileyen dış pazar kuvvetlerinden kaynaklanan fiyat
takdirinin, Howey Test altında genellikle kar olarak değerlendirilmeyeceğini vurgulamıştır. FinHub tarafından yayımlanan
Framework’un yanı sıra, 3 Nisan 2019 tarihinde SEC’in Şirket Finansmanı Birimi (Division of Corporation Finance), uçak
kiralama hizmetleri sağlayıcısı olan TurnKey Jet, Inc. (TurnKey) tarafından sunulan işlem dışı bir talebe (no-action request) yanıt
vermiştir. Blokzinciri temelli bir projeyi ilk defa ele alan SEC, no-action mektubunda, belirtilen şartlar altında TurnKey’in hava
tüzüğü müşterilerine dijital bir token (TKJ) satması halinde bir haciz eyleminde bulunmayacağını belirtmiştir.(77) Yukarıda ifade
edilen yakın zamandaki gelişmeler ve Howey Test’e istinaden, security token’ların menkul kıymet niteliğine haiz olup olmadığına
ilişkin rehber veya test düzenlenmesinin Türk Hukuku açısından da değerlendirilmesi düşünülebilir.