Günümüzde uygulanan geleneksel tedarik zincir yapısına bakıldığında, üreticilerin ve tüketicilerin silo yaklaşımı kapsamında
ağırlıklı olarak kendi iç akışlarına odaklandıkları, tedarik zinciri boyunca her adımda karışık entegrasyon ve bilgilendirme
süreçlerinin yer aldığı, bunlardan dolayı süre, maliyet ve firma verimliliği açısından çeşitli sıkıntıların yaşandığı, kontrolü oldukça zor bir yapı ile karşılaşılmaktadır. Blockchain tabanlı bir yapı ile birlikte, bir ürünün imalattan satışa kadar olan her el değişimi,
kalıcı bir ürün geçmişi yaratılarak belgelenebilir. Bu sayede, zaman gecikmelerini, ek maliyetleri ve bugünkü işlemleri engelleyen
insan hatalarını önemli ölçüde azaltmak mümkün olabilir. Akıllı sözleşmeler kullanılarak, bir ürünün zincir üzerindeki hareketi
sırasında otomatikleştirilmiş kontrol ve eylem akışları gerçekleştirilebilir (bir ürünün X aşamasına gelip Y kontrolünü geçmesini
takiben Z birim para transferinin gerçekleştirilmesi gibi). Müşteri gözü ile değerlendirdiğimizde, kullanıcıların aldıkları ürünün
kendilerine geliş süreci hakkında bilgi sahibi olup daha bilinçli bir şekilde karar vermeleri sağlanabilir.