X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X
X

Lütfen Ülke (Bölge) Seçiniz

Türkiye (Türkçe)Türkiye (Türkçe) Almanya (German)Almanya (German)
X

Teknik Detayları ile Akıllı Sözleşmelere Bakış

AnasayfaYazılarBlockchain TeknolojisiTeknik Detayları ile Akıllı Sözleşm...

Akıllı Sözleşme kavramı, Blockchain ağlarından bağımsız olarak, ilk kez 1994 yılında, bir bilgisayar bilimcisi ve matematikçi olan
Nick Szabo tarafından, çeşitli taraflar arasındaki etkileşimleri güvenli hale getirip uygun şekilde yürütülmesini sağlayan bilgisayar
programlarını/sistemlerini tanımlamak amacı ile ortaya atılmıştır31. Bitcoin’in ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra, arkasındaki
Blockchain platformunun eşler arası (p2p) para gönderimi dışındaki farklı senaryolar kapsamında da kullanılabileceği
öngörülerek, örnek çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ancak Bitcoin Blockchain yapısının belirli bir iş modeline göre tasarlanmış
olmasının getirdiği kısıtlamalardan dolayı bu denemeler, genel olarak aşağıdaki yöntemlerle gerçekleştirilmiştir: 4 Açık kaynak
kodlu olan Bitcoin Blockchain yapısının kod seviyesinde değiştirilmesi ve senaryoya uygun Blockchain alt yapısının oluşturulması,
4 Bitcoin Blockchain platformunu sadece veri tutma amaçlı kullanıp, bir üst uygulama seviyesinde bu veriyi kullanan
uygulamaların hazırlanması. Ancak bu yöntemlerin uygulaması konusunda çeşitli sıkıntılar gözlemlenmiştir: 4 Kaynak kodu
üzerinde her uygulama için değişiklik yapmak ve bu değişikliği yönetebilmek (test, ana kaynak kodu üzerindeki güncellemelerin
aktarılması gibi) yüksek bir maliyet getirmektedir. 4 Yeni oluşturulan bir Blockchain alt yapısının kullanılabilir olması için, bir ağ
yapısının oluşturulmasına ve katılımcıların ikna edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. 4 Bitcoin Blockchain platformunun kullanılması
durumunda, tutulan verinin anlamlandırılmasının başka bir uygulamaya aktarılması, platforma duyulan “güven” duygusunu
azaltmaktadır. Tüm bu gelişmeler devam ederken, 2013 yılının sonuna doğru, Vitalik Buterin adlı Rus asıllı Kanadalı bir üniversite
öğrencisi, Ethereum adını verdiği, genel bir betik dil yapısı ile geliştirilecek uygulamaların çalıştırılmasına izin veren, ortak ve tekil
bir Blockchain platformunu anlatan bir çalışma yayınladı. Buterin’in bu çalışma içerisinde uygulamaları tanımlarken “Akıllı
Sözleşme” kavramını kullanması, sonrasında geçmişten gelen bu kavramın sıklıkla Blockchain teknolojisi içerisinde kullanılmaya
başlamasına neden oldu32. Nick Szabo’nun yaklaşımını Blockchain teknolojisi ile etkileşimli bir şekilde incelersek, Akıllı
Sözleşmeler; 4 İçinde mantıksal akışların önceden yazılmış olduğu (‘eğer bu olursa şunu yap’ tarzı akışlar içeren) bir bilgisayar
kod bloğu, 4 Dağıtık, merkezi olmayan bir platform üzerinde saklanıp çoğaltılabilen (Blockchain Ağları), 4 Bir bilgisayar ağı
tarafından çalıştırılan/işletilen (Blockchain ağının dağıtıldığı bilgisayar ağı), 4 Güvenilirliği bir bilgisayar ağı (Blockchain ağı)
tarafından doğrulanan, 4 Üzerinde bulunduğu yapı veya platformda güncellemelere yol açabilen (kripto para
ödemeleri/transferleri, yeni akıllı sözleşmelerin yaratılması) ufak programlardır şeklinde tanımlanabilir.

Akıllı Sözleşmeler, ilişkili tarafların kapsam üzerinde anlaşmalarından sonra hazırlanıp, kriptografik olarak imzalanıp, Blockchain
ağına yüklenirler. Yüklenmiş sözleşmeler, Blockchain ağı üzerinde olan diğer bileşenlerle etkileşim kurabilirler (kendisi diğer
bileşenlere ya da diğer bileşenler sözleşmeye bilgi içeren mesajlar gönderebilir). Bu etkileşim bir işlemin (transaction) başlatılması
olabileceği gibi bir bilginin gönderilmesi/teslim alınması şeklinde olabilir. Sözleşme hazırlanırken belirlenmiş durumlar oluştuğunda
(bu konuda bir mesaj alınması gibi), akıllı sözleşmeler otomatik olarak içerisinde tanımlanmış olan anlaşma koşullarının
çalıştırılmasını sağlar. Örneğin; bir vadeli işlem ve opsiyon akıllı sözleşmesi, ilişkili hisse senedinin işlem fiyatının önceden
belirlenmiş bir değere ulaşması durumunda ilgili taraflar arasında karşılıklı hisse transfer ve ödeme işlemlerini tetikleyebilir. Bir
diğer örnek olarak; bir sigorta akıllı sözleşmesi, hava durumu veri kaynağı ile ilişkiye geçerek yağmur oranının belirli bir seviyenin
altına düşmesi durumunda taraf olan üreticiye ilgili sigorta ödemesinin gerçekleşmesini tetikleyebilir. Farklı bir örnek ise; bir borç
için tahsil tarihi geldiğinde ilişkili tarafa ödeme yapılmasını, ödeme yapılacak hesapta yeterli bakiye olmaması durumunda
kendisini oluşturan çek defteri akıllı sözleşmesinin dondurulmasını tetikleyebilir.

Akıllı sözleşmeler daha çok Ethereum Blockchain Ağı kapsamında ortaya çıkmış olarak görünüyor olsa da, Bitcoin Blockchain Ağı
da para transferinin birden fazla taraf tarafından onaylanması (multisign), para transferinin belirli bir süre sonra devreye girmesi
(check timelock) gibi basit anlamda akıllı sözleşmelere destek sunmaktadır. Ayrıca günümüzde özellikle yakın zamanda, ortaya
çıkan Blockchain platformlarının çok büyük bir kısmı kendi içlerinde, farklı isimler altında olsa da (Hyperledger Fabric kapsamında
“Chaincode” gibi), Akıllı Sözleşme yapılarına destek vermektedir. Platformlar, akıllı sözleşme geliştirme konusunda, mevcut
programlama dillerini (C#, Java, Go) kullanabildikleri gibi kendileri tarafından ortaya atılan yeni programlama dillerini de
kullanabilmektedirler (Solidity, Viper). Akıllı sözleşmeler, şu anda kullanımda olan geleneksel sözleşme yapılarına karşı çeşitli
avantajlar sunmaktadır. Bunlar arasında özellikle göze çarpan avantajlarını şöyle sıralayabiliriz: 4 Akıllı sözleşmeler genel olarak
elle yürütülen süreçleri yazılım tabanlı olarak otomatikleştirdikleri için iş akışlarına hız kazandırır. 4 Akıllı sözleşmeler ile
otomatikleşen işlemler, insan kaynaklı hatalara karşı daha dayanıklıdır. 4 Akıllı sözleşmelerin merkezi bir yapı yerine ağ üzerinde
dağıtık olarak uygulanması, manipülasyon, yerine getirilmeme gibi riskleri düşürmektedir. 4 Akıllı sözleşmeler, “güven” amaçlı aracı kurumlara duyulan ihtiyacı azaltmaktadır. 4 Akıllı sözleşmeler, daha az insan girdisine/takibine ihtiyaç duyması ve aracı kurumlara daha az bağımlı olmasından dolayı daha düşük maliyetlidir. Akıllı sözleşmeler konusunda genelde, yukarıda
belirttiğimiz noktalar temel alınarak, oldukça pozitif değerlendirmeler yapılsa da hala emekleme aşamasında olan bir teknolojik
yaklaşım olduğu ve çözülmesi gereken temel sorunların olduğu unutulmamalıdır. İşte bunlardan bazıları:


Top